Diyabet, kandaki şeker düzeyini dengeleyen insülin hormonunun; eksikliği ve/veya yeterince salgılanmasına rağmen, vücutta kullanılamaması sonucu oluşan kronik metabolizma bozukluğudur.
Şeker vücudun temel enerji kaynağıdır. Şeker iki yolla elde edilir;
1. Karbonhidrat içeren besinlerle alınabilir (dış kaynaklı),
2. Karaciğerde depolanmış halde bulunur, gerektiğinde kana verilir (iç kaynaklı).
Besinlerle alınan şeker, bağırsaklara geçer ve emilerek kana karışır. Pankreasta üretilen insülin hormonu ise dolaşımda bulunan şeker düzeyini düzenler ve kanda şeker yükseldiğinde pankreastan salınarak kan şekerini normal düzeylere indirir. En az 8 (ideal olarak 10) saat aç kaldıktan sonra ölçülen şeker düzeyine, ‘açlık kan şekeri’ adı verilir. Normal değeri; 70-100 mg/dl’dir. Yemeğe başladıktan 2 saat sonra ölçülen kan Şekerine ‘tokluk kan şekeri’ adı verilir ve normal koşullarda 140 mg/dl’nin altında olması gerekir.
Şekerin hücre içine girmesi için mutlaka insüline gereksinim vardır. İnsülin, şekerin hücre içine girmesinde hücrenin kapısını açan anahtar görevi yapar. Pankreas, yeterli insülin üretemediğinde veya insülin anahtar görevini yapamadığında (insülin direnci) şeker, hücre içine girip enerjiye dönüşemez. Dolayısıyla şeker kanda yükselmeye başlar. Normal sağlıklı kişilerde kanda şeker ve insülin düzeyleri, biribirine paralel şekilde değişir. Örneğin yemek yenildikten sonra insülin yükselir, uyku ve dinlenme dönemlerinde düşer. Pankreasta insülin üretiminin azalması veya insülin üretimi yeterli olduğu halde, doku ve organlar seviyesinde yeterli etki gösterememesi durumunda ‘diyabet’ gelişir.
Diyabetin Belirtileri
Diyabetin sık görülen başlıca klinik belirtileri;
- çok su içme,
- çok idrara çıkma,
- gece sık idrara çıkma,
- çok yemek yeme,
- ağırlık artışı veya zayıflama,
- halsizlik ve yorgunluk
Diyabet kontrolünde amaç, kan şekerinin normal sınırlarda tutularak diyabetin organlar üzerinde yapacağı olumsuz etkilerin/hasarın önlenmesi ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesidir. Diyabet iyi kontrol edilemediğinde, vücuttaki tüm organlara zarar verebilmektedir. Bir yandan kan damarlarının yapısını bozarak göz, böbrek ve sinirleri etkilemekte; diğer yandan kalp hastalığı veya inme nedeniyle de erken ölümlere neden olabilmektedir. Diyabet, körlük, böbrek yetersizliği, bunama ve ayak sorunlarının en önemli nedenlerinden biridir. Kan şekerinin normal sınırlarda tutulması, komplikasyonların ortaya çıkmasını önleyebilir veya en azından geciktirir.
Tanısı olan her diyabetlinin 3 ayda bir olmak üzere yılda 4 kez herhangi bir sağlık sorunu olmasa da aile hekimine veya takipli olduğu Dahiliye veya Endokrinoloji Kliniği’ne başvurması önerilir.
Diyabetli bireyler için sağlıklı yaşamanın dört altın kuralı vardır:
1. Sağlıklı beslenme
2. Yeterli ve düzenli fiziksel aktivite
3. Tıbbi bakım ve kendi kendine kontrol
4. Dengeli ve düzenli sosyal yaşam
Dünya Diyabet Günü 2020 yılı teması Hemşireler ve Diyabet‘tir. Bu yılki tema, diyabet hemşirelerinin diyabetli bireyleri desteklemede oynadıkları önemli rol hakkında farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre;
- Hemşireler sağlık profesyonellerinin %59’unu oluşturmaktadır.
- Küresel hemşirelik işgücü 27,9 milyon olup, bunların 19,3 milyonu profesyonel hemşiredir.
Diyabetli bireylerin sayısı dünya çapında artmaya devam ettikçe, diyabet hemşirelerinin ve diğer sağlık destek personelinin rolü, diyabet yönetiminde giderek daha önemli hale gelmektedir. Diyabet hemşireleri genellikle diyabetli bireylerin etkileşim kurduğu ilk ve bazen tek sağlık profesyonelidir ve bu nedenle ilk değerlendirme, bakım ve tedavilerinin kalitesi hayati önem taşımaktadır.